26 Haziran 2007 Salı

Gönül Telinden Kopan Mektuplar-1


Çok saygıdeğer dostum! Yaşanılan alemi bir misafirhane olarak görebilmek.Nice Allah dostlarının sıkıntılarını sabırla göğüsleyebilmelerinin avuntularından biri de, buydu.Onlar, bu dünyaya, bu dünyada kalacaklarından fazla değer vermediler.Çünkü; bu dünya hayatı geçiciydi.Ve geçici bir şeye tamah etmenin de fazla ehemmiyeti yoktu onlar için.Bizim de kurtuluşumuzun reçetelerinden biri de belki bu olmalıdır.Ne dersin; bu dünyayı bir misafirhane olarak görebilmek.Yani bu aleme,sonsuz ahiret aleminin bir hazırlayıcısı gözüyle bakabilmek.Rabbimin emirlerine,' amenna' diyerek, riayet edebilmek.Çünkü bu alemi bizim yararlanmamıza uygun şekilde yaradan Allah, ne istemişse hep bizim yararımıza olduğu için istemiştir. Ahir zamanın ülkemize kazandırdığı yeniliklerden biri olan yogayı bilirsin.İnsanlar rahatlamak için bu yola başvuruyorlarmiş.Bedensel olarak faydası olduğu gibi, ruhsal kirlerden de arınıyormuşsun.Hindistan kökenliymiş.Ve 2500 yıllık bir tarihi varmış.Bizim ülkemizde, ünlü bir sanatçı da yogayı devamlı olarak yapıyormuş. Bu sanatçının yogayla ilgili sorulan sorulardan birine vermiş olduğu cevap, beni çok düşündürdü.Yoga da yapılan hareketleri, namaz hareketlerine benzetiyordu.Düşünebiliyor musun? Rabbimin farzlarından biri olan namaz ; hem bize bu dünyada fayda sağliyor, hem de ahirette kurtuluş oluyor (Ya Rab! Bu ne lütuftur)Ve tabi ki; bu örnekler çoğaltılabilir. Abdestin sayısız faydaları vardır. Zekatın toplumsal dayanişma yönünden faydası,haccın müslüman devletler açısından birlik ve beraberlik yönünden faydası; göz ardı edilemez mahiyette önemlidir.

Sürekli yorularak çaliştiğinı görüyorum. Ve bu durum da beni memnun ediyor.Rabbimin katında faydalı şekilde geçirilmiş bir ömür olacak inşallah sermayen.Çünkü sen bir ilim adamısın.Ve ülkene hizmet ediyorsun.Biliyorsun ki, ben bu konuda şu an için bir şey yapamıyorum. Yani, ilmimi kullanıp, ülkeme faydalı olamıyorum. Ama inanıyorum ki; o günler de gelecek de Rabbimin izniyle. Şu an için Rabbimin istediği mahiyette bir kul olabilmek; yegane hasretimiz olmalı. Ondan sonra yapılacak her faydalı işimiz,ibadet hükmünde olacak inşallah. Bir yerde okumuş ya duymuştum; emin değilim.Beş vakit namaz kılan bir insan, su içtiği zaman bile ibadet ediyor sayılırmış.

Sana bir keresinde bir duruşumuz olmalı demiştim.Dostum, bu zamanlar bizim hayatımızda önemli zamanlar. Eş seçimi; iş seçimi vs.Düşündüğün zaman; sen, bir konuda belli bir olgunluk kazanamamişsan, o şey senin için sıradanlaşabiliyor.Ve senin için seçimlerinde belirleyici bir faktör olmaktan çıkabiliyor. Senin tam da temsil insanı olabilmek için en verimli zamanların bu zamanlar.Anladığim kadarıyla arkadaşların arasında sevilen bir şahsiyetsin. Kişiliğinin mükemmelliği su götürmez bir gerçek. Senin yapmiş olduğun bir hareket; başka bedenlerde taklit kazanabilecek mahiyette, anlayacağın. Bu yüzden sadece kendine karşı sorumlu değilsin. Çevrene karşı da sorumlulukların var. Hep iyiliklerle dolu olmasın. Ağzından çıkan laflara çok dikkat etmelisin.(Peygamber efendimizin(S.A.V) dediği gibi; ya hayır söyle ya da sus.) Gözlerini harama kapamalısın.Dilini gıybetten,gönlünü hasedden korumalısın.Yani anlayacağın; sen tertemiz bir insan olmalısın. Öyle ki, insan o mahiyette yaradılmıştır ki;kimisi melekleri kıskandıracak niteliklere sahip olabilir ve a’la-yi illiyyine(çıkılabilecek en yüksek seviye) çikabilir,kimisi de esfel-i safiline(aşağiların aşağisı,düşülebilecek en aşaği nokta) düşebilir. Bu da insanın akıl nimetiyle donatılmasının bedelidir.
NOT=Nacizane tavsiyelerim sakın sende benlik hissi uyandırmasın. Benim ağzım iyi laf yapar. Bu söylediklerim hem sana, hem de bana birer nasihattır.
Rabbim! Her daim yar ve yardımcın olsun.Emanetin sahibine emanet ol.
Seni çok seven dostun...

Hiç yorum yok: