3 Eylül 2007 Pazartesi

Gönül telinden kopan mektuplar-3


Çok saygıdeğer dostum!
Bana yollamış olduğun mektubu aldım.Feyz ve bereket dolu satırlarından istifade ettim Allah'ın izniyle.Allah senden binlerce defa razı olsun inşallah.
Ben bu günlerde fazlasıyla kendi içime döndüm. Yalnız geçirilen günler bu durumu daha da tetikledi galiba. Geçenlerde çok yakın bir akrabamın eşinin ölüm haberini aldım. Hayat gailesiyle unuttuğum değerler ölümle tekrar, teker teker gözümün önüne serildi.Meğer bu dünyaya ne kadar çok aldanmışız.Dünyadaki dertler bizi ziyadesiyle üzmüş, sevinçlerse ziyadesiyle sevindirmiş. Yaşadığımız bütün duyguları doruklarda yaşamışız. Sevmişsek ölümüne, nefret etmişsek ölümüne nefret etmişiz.Şunu unutmuşuz ki! Hakiki müslüman denge insanıdır.Bütün duygularını tadında , abartmadan, mütevazi yaşar.Çünkü dünya hayatının geçici olması gibi,bu dünyaya ait duygular da geçicidir.Ve sonu olacak bir şeyi de abartmanın lüzumu ve gereği yoktur öyle değil mi?
Üzüntülü hallerimin yoğunlukta olduğu bu günlerde sevindirici hadiseler de olmuyor değil.Çok yakın bir arkadaşımın namaza başladığı ve kur'an öğrendiği haberini aldım.Anlatırken çok mutluydu.O mutluluk gözlerinden okunuyordu.Ve gerçekten bu hakiki mutluluktu.Ebede gidecek hakiki mutluluk.Bu diyarlarda kalmayacak, onun boynunu bükmeyecek, onu asilleştirecek, yüceltecek gerçek mutluluk. Oysa ki bu dünyaya ait ne kadar çok yalancı mutluluk kapımızı çaldı.Anlık,gelip geçen huzur adına bir kırıntıyı bünyesinde barındırmayan sabun köpüğü mutluluklar.Bu yalancı mutluluklar arasında gerçek mutluluğu bir nebze de olsa yaşatana şükürler olsun.
Bu mektubumu, mektubumun içeriğine uygun bir hadis-i şerifle bitirmek istedim.
Ölüm,bir köprüdür,dostu dosta kavuşturur.Rabbim ölen abimizi de gerçek dostuna kavuşanlardan eylesin inşallah.
Emanetin hakiki sahibine emanet ol.


Seni seven dostun.

Hiç yorum yok: